top of page

bu da yazı oluyor mu?


Hiç kimse değişimin çok da kötü olduğundan bahsedemez. Değişimi berbat hale sokan biziz. Ben değişimi berbat etmek etmek istemiyorum. Sanırım henüz başında olduğum için böyle söylüyorum. Çünkü her şeye çamur bulaştırmak gibi bir özelliğim var. (Kahretsin.) İlerleyen zamanlarda ne kadar battığımı göreceğiz.

Peki benim değişimim nasıl? Yani ben yeni bir dünyaya mı gireceğim? Yoksa benim dünyama yeni bir şeyler mi giriyor? Ne bileyim aşık olduğunuzda mesela ya o sizin dünyanıza girer yada siz yepyeni bir dünyaya adım atarken bulursunuz kendinizi. Masallardaki prens ile köylü kızı gibi. Tek değişim sevmek de değil, yeni bir ev almak da olabilir. Ya o eve eski anılarına yenilerini eklersiniz yada gıcır gıcır yeni anılar eklersiniz.

İşte bu açıdan bakınca ben yeni bir dünyaya mı giriyorum? Yeni şeyler mi geliyor? Lütfen yeni bir dünya istiyorum. Herşeyi başından alabileceğim temiz bir hayat gibi. Eskiden kopamam biliyorum. Olsun pek hatırlamamaya çalışırım. Yeni dünyama çok insan da katmam. Malesef kontenjan çok az olur. İnsanların ne dediklerine o kadar da takılmam. İnsanmış... Şu evrende nefretimi kazanmayı başarmış tek canlı türü! Mantarlardan bile bu kadar çok nefret etmiyorum. Hayat benim hayatım, değişimler benim değişimlerim. Belki kötü olacak ama bu en azından benim sorunum. Başkalarının hatalarını yaşamaktansa inan bana kendi hatalarımda acı çekerek boğulmayı tercih ederim. Tamam o kadar da değil. Acı içinde yüzmek istemiyorum ama düşünsene nasıl iğrenç bir his. Ne istediğimi bildiğim halde gidip başkalarının tercihlerini seçimlerini yapıyorum. Onların akıllarına uyuyorum. Sonunda mahvolan benim onlar sadece hayallerini gerçekleştiremedikleri bir hayatta sürünmeye devam ediyorlar. Belki benim acılarımdan haberleri bile olmayacak ama beni de acı çekenler sürüsüne dahil edecekler. Kesinlikle kabul edemem.

Nereden geldim bu konuya ben? Değişim diyordum. Yani en azından yazının başındayken asıl konu bu olacaktı ama ben konuda sabit kalamıyorum. Yazı sanki kanat çırpan bir kuş gibi elimde çırpınıyor. Çok çırpınıyor onu tutamıyorum. Sonunda bu oluyor işte ortada yazı dışında her şey var.

Neyse neyse.... Merak ediyorum sadece. Ne olacağını merak ediyor insan. Her ne olacaksa olsun artık diyor. Evet evet bazen ağlayacağını bilse bile . Tuhafız. Kimse inkar etmesin. İç alemimiz birbirine geçmiş renklerle dolu. Aradan bir rengi çıkarıp alasıya ölüm saatimiz gelmiş oluyor. Ne hüzünlü. Yaşamın kısa olduğunun farkında mıyız? Değiliz. Hala carpe diem diyorsak değiliz. Ne düncüyüm ne bugüncü ne de yarıncı. Ben kararsızım mıyım kalıpsız mı anlamaya çalışıyorum. Dününe saplananları anlamaya çalışıyorum. Yarını için bugünü ziyan edenleri anlamaya çalışıyorum. Bugünü yaşama bahanesiyle kendini kaybedenleri anlamaya çalışıyorum. Başaramıyorum. Bunun sorumlusu ben değilim.

Ben yine gevelemeye başladım. Biri beni durdurur mu acaba? Ağzımdan çıkan herşeyi dinlemek zorunda değilsiniz yazdığım her harfi de okumak zorunda olmadığınız gibi. Ama bazen okuyan birkaç çift göz ve dinleyen kulaklar gerçekten iyi geliyor. İtiraf ediyorum çünkü bunu saklayamam.

Ne kadar zaman oldu? İlk yazımı ne zaman yazdım? Ama kimseye bu sitenin varlığını söylemedim. Sanki bir okuyucu kitlem varmış gibi yazıyorum çünkü bu havaya sokuyor beni yazı yazarken. Ben hariç kimsenin bu siteden haberdar olmadığını biliyorum. Söyleme zamanı gelmedi hayır. Sanırım bir kaç ayı daha var. O zaman da belki kendimi tamam hissedersem. Hiç bir zaman öyle hissedemeyedebilirim. Gördünüz mü merak ediliyor işte gelecek. Ve bazen değişimin bizi iyi mi kötü mü yapacağını bilmiyoruz. Yeni dünyamı karşılamam lazım. Sonra görüşürüz.


Featured Posts
Recent Posts
Archive
Search By Tags
Henüz etiket yok.
Follow Us
  • Instagram Social Icon
bottom of page